Yaşamda ızdırabın tek kaynağı o anın, bir olanin, bir durumun, kendinin ya da bir digerinin “başka türlü” olması gerektiğine olan inançtır. “Böyle olmali” der zihin.
Neye göre? Kendi kurgusu olan dünyaya göre. Filmde ölçüp biçen terazi hep zihnin elinde.
Oysa Gerçekte her an olmakta olan tam da olması gerekendir. Ne için?
Senin Gerçeğe,kendi gerçegine, var oluş amacına dönüşün icin. Bak dikkat: Yaşam sadece Gerçeğe doğru isler, zira gerçekte Gerçekten başka bir şey yoktur😂😂😂istese de başka bir yöne dogru işleyemez. Ve yaşam gerçekte ve gerçege dogru islerken yaşam ile birlesebilmen (varolabilmen)icin sende gerçeğe aykırı ne varsa onu dagıtma gayretiyle akar ki sen gerçegine dönüp, var-oluşunu ifade edebilesin ve nihayet Gerçek ile birleşebilesin.
Dolayisiyla isyan edecegine her ana sükret sana ne getiriyo, hangi yönden nasıl seni dürtüyo, neyi görmeni istiyor, bi zahmet bi dikkat et.🧐
Uyan: Sen gerçekte varoluş amacından başka bir şey olamazsın! Varoluş sebebin zaten benzersiz seni ortaya koymaktır. Yani ya sen olursun ya yok olursun! Yaşam buyuk bir sefkatle seni sen olmama ızdırabindan kendine dogru döndürmeye, özgürlestirmeye çalışıyor.
Birak kendi filminde anlamlar yukledigin şundan,bundan, medet ummayi. Sen var mısın?
Var isen HEP hayırlı bir akıştasın.
Yok isen onda bunda sunda acını hafifletecek careler arar ama daimi ızdırapta kalırsın.
Var isen o, şu, bu, o yasamin boyunca açlıkla pesinden kostuklarin kendiliginden kolaylikla sana dökülen lutuflar olur. Amaçlıktan çıkar, araç olur senin kendini gerçeklestirmende yolunu süsler durur.
Yani Ol dersin olur.
Sana ol denmistir bir kere çünkü 🐬Var isen kaçınılmaz OLursun.
Uyan! O filmde sen yoksun!
GERÇEKTE büyük bir hasret ve aşkla özleniyor, bekleniyorsun.
Var mısın?